DOĞU KARADENİZ EVLERİ

‘Masallarla büyüdüm.
Toprak az
Gökyüzü boldu doğduğum yerde
Topraktan gerçeği
Gökyüzünden düşlemeyi öğrendim’
Bekir Karadeniz

Antik çağlar boyunca, Pontus Eukseinos olarak anılan Karadeniz’in her zaman bölge kültürünü aşan bir boyutu oldu. Altın postun peşindeki Arganotlar veya efsanevi Amazonlar, hep Karadeniz kahramanıydılar. Miletos’un ticari kolonolilerinin yerleştiği çağlardan başlayarak kabile yada feodal yerleşmelerden I. ve II. Pontus krallıklarına kadar uzanan zengin bir tarihi oldu. Anadolu’nun Karadeniz’e açılan kıyılarının, özgün bir coğrafyası vardır.Doğudan batıya denize paralel dağlar, tepe noktalarından sanki doğal bir sınır geçerek kuzeyinde kendine ve içe dönük bir tarih ve coğrafya oluşturur.

Doğu Karadeniz Bölgesi’ne özgü dağınık yerleşme modelinde evler, genellikle yamaçlarda, birbirlerinden bir iki kilometre mesafede konumlanırlar. Bu yerleşme, topografik konumla birlikte etkileyici bir peyzaj oluşturur. Evler kırsal mimarinin alışılagelmiş gösterişsiz ve alçakgönüllü boyutları, yerini kent konağı ölçeğine bırakmıştır. Kitlelerde baskın olarak dikkat çeken, özgün bir duvar dokusunun varlığıdır. Genellikle yamacın arkasından bakıldığında iki katlı, yamaç yönünde ise bazen üç, bazen dört katlı olabilir. Üst katlar ahşap çatkılıdır.

 

Ancak ‘Dolma Duvar’ denilen, ahşap bir karolaj ve içine  oturtulmuş yöre taşlarının ton farkıyla ortaya çıkan ebruli renk dokusu bu yapıları sıra dışı yapar.

Kare doku bazen yerini üçgenli çatkıya bırakır. Bu dokuya ‘Muska’ adı verilir. Bu duvarlar bölgeye özgü bir tasarım markası gibidir. Kareli doku tek başına değildir. Altta kaba taş duvar, tuğla bacalar, sıvanmış yüzeyler bu dokuyu çevreler. Köşe dikmeleri, yatay ahşap kirişler, pencereler ve kare deliklerle duvar geometrik ve soyut bir desen haline gelir.

Bölgenin doğu kesiminde tümüyle ahşaptan yapılmış örnekler çoğunluktadır. Zemin kat masif ahşaptan ve geçmeli teknikte yapılmıştır. Üst katlar çevresi tümüyle verandalarla çevrelenmiş, ahşap çatkılı ve kaplamalıdır. Beşik çatılı örtünün önündeki üçgen alan düşey, diğer yüzeyler yatak kaplamalıdır. Plan tipi, cephelerden okunabilir. Çıkmaların yeri, evin ‘Hayat’ mekanının yerini işaret eder. Büyük taş bacada ‘Aşhana’ yı gösterir. Ahşana, günlük hayatın geçtiği yerdir. Bu mekanda ocak önemlidir. Mekanlarda ahşap oyma ve bezemeler dikkat çekicidir. Özellikle stilize bitkisel motifler yer alır. Hayat mekanı merkezde ve yamaca dolayısıyla da manzaraya açılan konumdadır. Sıra pencerelerin gerisinde genellikle ahşap bir sedir bulunur. Sedirlerde işlevsel üstten kapaklı depo yerleri vardır. Hayat mekanı iki yanında bulunan ikişer veya üçer odaya giriş verir. Bu geçiş kapıları ahşap oyma tekniğinde yoğun bezelidir. Hayat mekanının çıkma yaptığı örneklerde, cephe çatıya alınlık benzeri bir üçgen parçayla
bağlanır. Bu üçgen yüzey, geometrik veya stilize bitkisel motiflerle bezelidir. Tüm bu öğeler, kareli duvar örgüsü ile birlikte cepheye özel bir dekoratif vurgu ekler. Pek çok evde, hatta camilerde karşılaşılan girişteki dairesel biçimli ve aşağıya açılarak inen merdiven modeli de, tipik bir Barok üslup modelidir.

Serander, Karadeniz Bölgesi’ne özgü tipolojik bir öğedir ve bölge mimarisinin en şaşırtıcı modelidir. Serander, besinlerin bozulmadan saklanması amacıyla evlerin hemen yanına yapılan, içinde oturulmayan bir yapıdır. Üstteki depo katının çevresi bir veranda ile çevrilidir. Serander, eğimi karşılayan ve üst kat için zemin sağlayan taş bir alt yapı üzerinde genellikle iki katlı ahşap bir strüktürdür. Her kat, bir alttakinden dışa taşarak, yukarı doğru genişleyerek yapılır. Taş yapı üzerindeki kat havalandırma için boş tutulup, üzerinde taşınan Serander’in hafif ve uçar gibi durmasını sağlar.

Doğu Karadeniz kırsalının benzersiz peyzajında çok özel rolü olan yapılarda köprülerdir. Ahşaptan yapılmış ve bir gergi strüktürü ile iki yakayı birleştiren örnekleri vardır. Doğu Karadeniz kent kültürü özellikle Trabzon, Ordu, Giresun ve Samsun illerinde aynılaştırıcı rol oynamış ve egemen bir tipin ortaya çıkmasına neden olmuştur.Zemin katta, bahçeden ulaşılan girişin
tam da içine açıldığı, büyükçe bir sofa ve ona yanlardan eklenen odalar. Arka plandaki odanın mutfak ve ön plandaki odanın konuk odası olarak kullanıldığı bu ev tipinde, mutfak üzerinden evin müştemilatına geçildiği de görülür. Girişin karşısına ve genelliklede konutun simetri eksenine rastlayan bir merdivenle üst sofaya ulaşılır. Üst sofa üzerinde her iki yanda ikişerden dört oda bulunur. Bu evlere ‘karnıyarık’ tip denir.

Doğu Karadeniz kırsal evleri; sade, sabit ama katı olduğu izlenimini hiç bırakmayan, bol ışıklı, renkli dantel gibi bezemeleriyle insanın içini ısıtan evlerdir. Anadolu Mozaikleri kapsamında yer almasını tüm bu özgün nitelikleri ile sağlamıştır. Doğu Karadeniz evleri için tarihten günümüze ve özellikle yöresel şiveden seçilmiş altı isim yer alıyor

Anadolu Mozaiklerinde;

TRAPEZUS EVİ – Antik Yunan’da Trabzon için kullanılan addır.

BEDALİ EVİ – Yöresel konuşmada işleme, oya anlamına gelir.

BERVA EVİ – Yöresel konuşmada fırtına anlamında kullanılmaktadır.

KİANA EVİ – Doğu Karadeniz şivesinde dünya yerine kullanılır.

GALAF EVİ – Yük taşımak için kullanılan büyük boy arka sepetinin yöresel adıdır.

 
 

Anadolu’nun Karadeniz’e açılan
kıyılarının, özgün bir coğrafyası vardır.
Doğudan batıya denize
paralel dağlar, tepe noktalarından
sanki doğal bir sınır geçerek
kuzeyinde kendine ve içe dönük
bir tarih, bir coğrafya oluşturur.
Doğu Karadeniz Bölgesi’ne özgü
dağınık yerleşme modelinde evler,
genellikle yamaçlarda, birbirlerinden
bir iki kilometre mesafede
konumlanırlar.
Bu yerleşme, topografik
konumla birlikte etkileyici
bir peyzaj oluşturur.

   
 
 

Kitlelerde baskın olarak dikkat çeken, özgün bir duvar dokusunun varlığıdır. Üst katlar ahşap çatkılıdır.

   

Ancak ‘Dolma Duvar’ denilen,
ahşap bir karolaj ve
içine oturtulmuş yöre taşlarının
ton farkıyla ortaya çıkan ebruli
renk dokusu bu yapıları sıra dışı yapar.
Kare doku bazen yerini
üçgenli çatkıya bırakır.
Bu dokuya ‘Muska’ adı verilir.
Bu duvarlar bölgeye özgü bir
tasarım markası gibidir.

 
 
 



Serander, Karadeniz
Bölgesi’ne özgü
tipolojik bir ögedir
ve bölge mimarisinin
en şaşırtıcı modelidir.
Serander,
besinlerin bozulmadan
saklanması
amacıyla evlerin
hemen yanına
yapılan, içinde
oturulmayan bir yapıdır.
Her kat, bir alttakinden
dışa taşarak,
yukarı doğru
genişleyerek yapılır.
Taş yapı üzerindeki
kat havalandırma için
boş tutulup,
üzerinde taşınan
Serander’in
hafif ve uçar gibi
durmasını sağlar.

 
 

Doğu Karadeniz kırsal evleri; sade, sabit ama katı olduğu
izlenimini hiç bırakmayan, bol ışıklı, renkli dantel
gibi bezemeleriyle insanın içini ısıtan evlerdir.

 

EV İSİMLERİ

TRAPESUZ
BEDALİ
BERVA
KİANA
GALAF
GERMA